27 Aralık 2010 Pazartesi

R A K I


su katılmamış kadınlar
yüksek bir ihtimal ki acıdırlar
üzüm şişeye girdi mi
ölümcül olur uçurumlar kadar

7 Aralık 2010 Salı

ölüm

elinden balonu uçmuş çocuk gibiyim, tek başıma, bir oyun pakının ortasında ve çaresizim

5 Aralık 2010 Pazar

Notre Dame'ın Kamburu


senden bir saat önce yaşamak hayatı,farklı melodileri farklı havalarda solumak, farklı sabahlara uyanmak...mutlu zamanlar geçir ve hemen gel

4 Kasım 2010 Perşembe

leyla bir özge candır

Moğolistan işleri ne oldu die sormak lazım ya da hayal kurmaya falan neler oldu unutuldu mu yoksa araya başka şeyler mi girdi,özledim seni...

çiselerken yağmur hafiften
ağacın altındayım
kalbim o günkü gibi
beni beklior olduğun yerdeyim işte
hala orda olduğunu umarak

ve sabırsızca beklediğini

o masadayım bugün
yanlız ben ve biraz ekmek
sensiz...


açmadığım şişeler dizin dizin
sanki bitmek istercesine..

Ve gözüm o ağacın altında
her akşam mütemadi
ümitle...
yağmur çiseliyor
gelmiş olman gerekti oysa
sabırsızca, biraz telaşlı,
belki biraz tavırlı
gelmiş olman gerekti


can' olması gereken
canan olması gereken
beyazdır her zaman
senin için!
kıvrımlı beyaz

bense can,canan
ya da herneyse
sensin işte bütünüyle

7 Ekim 2010 Perşembe

zirve

 
"..Boynunda bir yer vardır ben bilirim
ne zaman oradan öpsem değişir gözlerinin rengi
yanar dudakların, terler avuçların
gitgide artar kalbinin vuruşları
bir musiki halinde dünyamı doldurur
...ansızın bütün sesler kesilir
zaman durur
bir baş dönmesi başlar o an yükseklerde
her gün seninle yeniden varoluruz
eriyip kaybolduğumuz yerde.."

6 Ekim 2010 Çarşamba

uyku hali

bazen bir cümle herşeyi batırır.

iyi geceler

5 Ekim 2010 Salı

iz


 
Elim ayağım dolaştı sensiz ne zormuş,ama bekleyeceğim zaten demiştim bekliyorum da evet bide yorumun çok doğru şu sivilceler konusunda yakışıklısın ama bazen..

Aklım ermese de bu sessizliğe 
darmadağın tüm satırlarım
Evden işe, işten eve
kilometrelerce...

Sigarasız geçen
haftasonu sabahları
ya da günü tazeleyen
sıcak öpücük

Bir yelken ismi sadece
mekanın
gerisi ha var ha yok
yakında burdasın
varlığının anlamı
bende çok

4 Ekim 2010 Pazartesi

No Mayale Per Favore


İslam'da odun yemek yasak olsaydı, zannımca İtalyanlar her öğün avuçla odun yerdi.
Yeryüzündeki en büyük çile ne montla sıçmak, ne de havlusuz kafa yıkamakmış. 1001 gece masalı gibi 1001 gece çilesi Türkiye'de gavur, Avrupa'da müslüman olmakmış. Allah kimseye böyle dert vermesin.

Beleş biçikletta rulaz

8 Eylül 2010 Çarşamba

Sen


Apartman gölgelerinde geçen batak çocukluğuma inat
Söğüt serinliğinden devşirilen özgür ruhumsun

2 Eylül 2010 Perşembe


 Özdemir Asaf


Bazen duyguları başka dizelerde bulursun



20 Ağustos 2010 Cuma

Sabah kahveleri özlendi


Bak ben geldim
Uzun bir yoldan
Ne olacağı belirsiz zamanları yaşamaya
Kaygısız
Seninle
Bak ben geldim
Elimde türlü yemişler
Alabildiğine akıl almaca
Belki küçük oyunlar
Ben geldim
Sorgusuz sualsiz
Senin yanına
Şansım ol
Bu yeter şimdilik

22 Temmuz 2010 Perşembe

Götüyle Düşünenlere Şirazlı Sadi Ne Demiş?


Götünle değil gönlünle düşün demiş ne diyecek !!




Mecnunun Leyla’ya Karşı Olan Gerçek Sevgisine Dair

Birisi Mecnun’a dedi ki:

Ey iyi huylu, irfan sahibi Mecnun! Neden artık Leyla’nın obasına gelmiyorsun? Artık sende Leyla’ya karşı olan aşkından eser kalmadı mı yoksa! Fikrin değişti mi? Leyla’ya isteğin mi kalmadı?

Mecnun bu sözleri işitince ağlayarak dedi ki:

Efendi! Benimle uğraşma. Benim derdim bana yeter. Bir de sen yarama tuz ekme. Birçok defa ayrılık zaruri olur. Ayrılığa katlanmak ve sabırlı olmak aşkın azaldığına, sevdanın geçtiğine delalet etmez ki...

Adam bu sefer de:

Ey vefalı ve temiz ahlaklı Mecnun! Ben Leyla’nın bulunduğu taraflara gidiyorum. Bir haber göndereceksen söyle de ben söyleyeyim.

Mecnun ona şu cevabi vermiş:

Leyla’nın yanında benden bahsetme ve benim adımı anma. Onun bulunduğu yerde benim bahis konusu olmam manasız olur. Çünkü ben onun varlığı ile varım. Ondan ayrı benim bir varlığım yoktur.

18 Temmuz 2010 Pazar

Tuzlu Su


Körfez kıyılarında,
feribottayız...
Kim bilir
Hangi zaman dilimi
Seninle beni buraya sürüklemiş

Ya da hangi bozkır
Daha cazip gelmiş
Dalgalara rağmen
Sana

Rüyalar böyle çıkmazlara
Böyle yanlızlıklara sürüklerken
Hangi sevgililer ayrılmış
Sıcak görünümlü fotoğraflara rağmen

Yaz;
Sadece tuzlu su demekmiş
Ter,Gözyaşı,
Deniz ...

4 Temmuz 2010 Pazar

İNTİFADA!!


İçtihada gerek yok,
İntifada !!
Tok sesler eşliğinde
Uğurlanırken

Bir sandaldan iner
Binersin bir başka sandala

Kaldırır başını bakarsan
Gökyüzünde
Mavi beyaz balonlar
Mavi sırma
Beyaz forma

Bir sandaldan iner
Binersin bir başka sandala

24 Haziran 2010 Perşembe




bir nektar kuşuysam eğer çiçekleri dolaşır özlerindeki balı emerim, bazen böcekleri yerim...

baştan kara kuşuysam şayet zorlu soğuklarda bile sımsıcak yaşarım...

martı isem eğer tasasız,yarı aç,boğazda istanbuldayımdır...

ya da herneysem şuan huzurluyum ve ...

19 Haziran 2010 Cumartesi

Ne kadar çok şey oldu ensar

mezun mu?
4 ders mi?
Erkut S. mi?
İnsan ve Toplum Bilimleri mi?
Çadır mı?
Mat mı?
Sapanca mı?
Ada mı?
İzmir mi?
Düğün mü?
Nikah mı?
Kına mı?
İş mi !!!!?
İşsizlik mi?!!!!!!!
Yat mı?
Kat mı?
Otomobil mi?
Motor mu?
Kıvırcık mı?
Düz mü?
İnci mi?
Bobiler mi?
Kahve mi?
Çay mı?
Aşk mı?
Ney mi?
Tropet mi?

26 Mayıs 2010 Çarşamba

eyvallahlarım kalmadı artık denk almalı ayakları
dediler ki kimse aşktan ölmedi
her ateş söndürür kendisini
aklıma çetrefiller takılsa da
hep sana yazdım
her satırda,
leyladan farksızdım.


http://fizy.com/#s/1ajd8r 

15 Mayıs 2010 Cumartesi

yudum yudum içerken bizi

nietszche abimiz güzel güzel konuşmuş ben de ona hak verdim şimdi koskoca adam kırmak olur mu hiç? Gerçekten kim için, ne amaç için yaşıyoruz ve mutlu muyuz? Biraz sarhoşlukta üstümüzde kafam folloş oldu sabahtan beri düşünce...

Kim üzebilir seni senden başka?
Kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemezsen?
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?
Kim yıkar, yıpratır sen izin vermezsen?
Kim sever seni, sen kendini sevmezsen?
Her şey sende başlar, sende biter...
Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme, tükettirme içindeki yaşama sevgisini...

Hayat sana ekşi limonlar sunarsa, sen de tekila ve tuz iste ...

 

13 Mayıs 2010 Perşembe

Kendime Not 2


Aşka inanmıyorum ama bir önsevişme var!!

8 Mayıs 2010 Cumartesi

ateş karınca büyüsü


''bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılınabilirmiş…''



bi kaç gündür aklım fikrim gemide söylemesi ayıp..her neyse bunun yanında sevdiceğim de hep aklımda, şimdi ona yansımalar konseri ayarlıyorum. bir de gemiye gittiğimde okuyayım diye verdiği kitaplardan biri ''kürk mantolu madonna'' kitabından bir cümle geldi aklıma onu yazayayım dedim.Kuvvetli bağlarla bağlanmanın lugatımda yer almasını sağladığın için teşekkürler ateş karınca... (:


http://fizy.com/#s/1aipbl    (Sonbahar)

27 Nisan 2010 Salı

oo küçüğüm, sevgili gonzales kaybetmek nasıl da güzel gelecek bünyene...Umduklarını bulamayınca nasıl da bir garip hissedeceksin...

uyy babaan kemiğine (:


http://fizy.com/#s/1ahyug


bir de baktım günde 15 16 kişi bakıyor bu sayfaya seveni beğeneni çok anlaşılan, yukardaki şarkılar da beni pek sarmadı belki okuyanları da sarmıyordur bende link vereyim dedim, verilen linkler özenle seçilmemektedir öyle kafama göre ne çıkarsa bağtıma dinlediklerimi huzurlarınıza sunmaktayım.


bir de bunu tekrar yazmak istedim bkz. Clark Kent
''geriye kalanım dünyaderdi değildir ve geriye kalanım ‘al senin olsun.’ ''

23 Nisan 2010 Cuma

bla bla


"Beğendiğiniz bedenlere hayalinizdeki ruhları koyup "Aşk" sanıyorsunuz!"
                                                                            
-William Shakespeare-


Aşk nedir? Düşününce pek de mantıklı bir cevap bulamıyor insan ama Shakespeare'de katılmıyor açıkçası...Yaşadığın bu duygu patlaması nasıl oluyorda aşk oluyor sonra derecesi nasıl ölçülüyor? Yeşilçamda aşklar nasıl saf nasıl temiz oysa, ordaki gibi yaşayacağız sanıyoruz bütün aşkları, biyerde o insanlara özeniyoruz...Belki ordaki gibi rüyalar gerçek olmuyor çoğu zaman ya da Romeo elinde bir buket gülle gelmiyor kapına, kendi döneminin belki geçmişe göre yozlaşmış, değişik aşk stilinde yaşıyoruz ilişkileri,tahammüllerimiz daha az artık,beklentilerimiz daha çok,ruhsuz mektuplar bizi soğutmuş sevgiliye bir kaç satır yazmaya...Erkeğin kalbine giden yolun midesinden geçtiğini unuttuk belki de çoğumuz börek böreğemiyoruz sevdiğimize yada bir sade kahveden mahrum bırakıyoruz onu...Sevecekse sever zaten deyip işi salıveriyoruz yokuş aşağı, hiç dururmu bir kartopu dik yamaçta, büyüdükçe büyüyor çığ olup tam kafamıza düşüverinceye dek farketmiyoruz, emek vermeliyiz oysa. Sevdiğimizi hissettirmeliyiz,belki dağları delemeyiz ama onu düşündüğümüzü,sevdiğimizi söylemeliyiz ufak kaçamaklarda.


Birbirine gömülmüş matruşkalar gibi
Mabetler inşa ettim yüreğimde
Sevdam sana özgü
Tedirgin değilim desem yalan söylerim
Gelmessin diye çok korkuyorum
Tüylerim ürperiyor sesini duyduğumda
Sana doğru sürükleniyorum
Dilsiz,kör,sağır

Her şarkının son kuplesinde iç geçiririm
bir bilsen nelerimsin ?
yaşadıklarımın temiz yanısın
sıradışı hikayemsin
Ve ezberden okuyorum
Aşkı sana,
Okuduğumuz şiirler gibi değil
Özel,bize özgü şeyler

Sonra sen bir nisan mutluluklarından
Farklı kahkahalar atıyorsun
O an bahar geliyor işte
Kırmızılar,yeşiller,maviler
herbir yanda
Ve ben,
Baharın aşkla geldiğine inanırım
Seni de baharda buldum ne de olsa
En uzun oyununu oynuyorum çocukluğumun
Zili hiç duymuyorcasına

5 Nisan 2010 Pazartesi

Börek

Böreği severim böreğenden ötürü.

28 Mart 2010 Pazar

kısaca


seni sevmek verdiğim en güzel karar, işte bugün tanıdım seni

Ilık bir soğuk
karışık bir an kafamda
tanıdım seni o merdivenlerde
Gözlerin gülüyordu
aynı zamanda geçmişe ağlarken bide

Yanımdaydın 4 tekerlekli de
Nefesin ilk defa yakındı
Oysa yeni tanışmıştık

Maviliklerin de yüzerken
seni tanıyamamıştım
Başlarda
Şimdi ben kadar biliyorum seni
Beni sevdiğini,
İçimden geçenleri bir bir bildiğini

Yabani atların korkusuzluğu
artık yok
dünya kadar derin içimdeki yerin
Ne desem bilmiyorum
uzattıkça uzatıyorum
kısacası
SEni seviyorum

20 Mart 2010 Cumartesi

tahmin etmek

Oyun oynarken şimdi düşüceksin diyen annenin çocuk üzerinde ki öngörüsüdür ya da buna benzer bişey iyi geceler

12 Mart 2010 Cuma

Değişim

Uyku tutmayan gecelerde,bazen sıkılıp yastıkları ters tarafa koyarak yatağın başını değiştirmem gibi bir şey.

2 Mart 2010 Salı

eylem

 
 Sana gelmek...
 En mutlu aktivitem
 Korkarken ardımda bıraktıklarımdan 

 Otlu böreği paylaşırken 
 Sokakta
 Huzur dolu bir yüz
 Ardımda bıraktıklarımdan korkarken 

25 Şubat 2010 Perşembe

Keyif Meselesi

İçtiğimiz çaydan,giydiğimiz kıyafete kadar herşey keyfimiz doğrultusunda ilerliyor,hayatımızda öyle...

Ya aşklarımız onlarda mı öyle ilerliyorlar?

İki kişinin yaşadığı tekliğin, yoksun olduğu bu şeyde nasıl da keyifden söz eder insan? nasıl da yalnızmış gibi davranır?

Aşkın keyif verdiği noktalara değinirsek, bireysel aldığımız hazların çoğundan çok daha üstün olduğunu kabul etmemek aptallık olmaz mı?

Gezdiğin dünya'nın bile yanında ki insandan öte olmadığını anlamaz mısın? Gördüğün,duyduğun,tattığın hiçbirşeyin anlamı olmadığı,damarlarının derin derin çekildiği olmaz mı?


Evimin perdesi kadar kırmızı yüzüm
''Seni seviyorum dedin ya''
 ...

Yarın diye birşey yok hayatımda
Sadece sen varsın
Şükür edip kefaret ödüyorum.
Eğer görmüyorsan körsün!

Mertçe söylüyorum.
Ne zaman mırıldamsam adını dilimde
Anlamı yok sırtımda ki bu ağır yüklerin
Görmüyorsan körsün!

İyilik,hoşgörü,güven
Hepsi insanlar için
Sen herkese erdemle baktığım yüzümsün
Eğer görmüyorsan körsün!

Evet
Öpülesi hayaller kuruyorum bazen
Çekinmeden, korkmadan
Bir bilsen nelerim eksik
Sen en mavi düşümsün
Yoksan,
Kayboluyor gülüşüm
Eğer görmüyorsan körsün!

Ve son olarak
Babam gibi,
Hayalimdeki kuşlar gibi seviyorum
Kendine yetecek kadar sevdam var çıkınımda
Yeni doğmuş bebek gibi
Yürümeyi öğreniyorum

21 Şubat 2010 Pazar

Clark Kent

 

bir şeyi ne kadar çok seviyorsam, hakkında o kadar çok susup, onu sadece yaşamam gerektiğini öğrendim. 

 

aaa bak bu ne güzelmiş. şimdi yolculuktasın evet, ama birazcık senle yerleşik olmak oyunu oynayalım mı. insanın hayatında en az bir kaç tane çoksevdiğimizbiri olmalı.onu görünce, derdini anlatmadan -hani böyle kocaman, uçan balon kadar büyük dertlerimiz oluyor bazen bizim, kolum kanadım kırıldı, ben artık iflâh olmam gibi iddialı laflar ediyoruz, gerçekten de kolumuz kanadımız kırık oluyor o zaman, küskün felan da oluyoruz ya canım, cânım derken, hadi böyle kolumuz incinir de ’ayy kolum’ deriz ya, şimdi de ‘ayy canım’ diyoruz gibi zamanlar, canımız yanar, kelimeleri ilk anlamıyla düşün dedi kahin bazen - onu görünce, sanki sana merhem yapmış, çay demlemiş, kahve çekmiş, hamak kurmuş, çorba pişirmiş, elbise dikmiş gibi mutlu oluyorsunuz.

oysa ben derdimi ona anlatmadım ki. ama onu gördüm iyileştim. onu görünce dedim ki ‘dünyada bu denli huzurlu biri varsa, ‘dünyada üzgün olmaya değer ne var.” sonra insan ve acısı geldi aklıma. insan ve acısı aklıma geliyorlar arada sırada. vefalı iki komşu gibiler sağolsunlar hep bir paradoks şeklinde, ağırlıklarını kalbime yollayıp bir ide olarak aklıma geliyorlar. elimden gelene değil kalbimden gelene bakıyorum, bakmıyorum hayır kalbimden geleni dinliyorum. bu yüzden, ‘tevekkül’e başladım yeniden. seni yeniden öğreniyorum tevekkül. ve bu, uzak tutuyor beni bütün çirkin seslerden. gülümseyerek devam ediyorum.

o yüzden şimdi: bir şeyi ne kadar çok seviyorsam, hakkında o kadar çok susup, onu sadece yaşamam gerektiğini öğrendim. hâlimden anlayanlarım olsun kâfiydi. derdimi -kaypak kıypık kıymetsiz- dünyaderdimi anlatmadan/anlattırmadan hâlimden anlayanlarım olsun. çünkü geriye kalanım dünyaderdi değildir ve geriye kalanım ‘al senin olsun.’

13 Şubat 2010 Cumartesi

Heveslenmek

Kimseye ne sövmek istedim ne de lafımla dövmek heveslendim birazcık anam avradım olsun kırmak istemedim.Heveslendirip sonra dalga geçiyorsun, hiç demem tabiatım değil.Yapamadıkların ya da yapamadıklarımdan ötürü kimse suçlu değil
ne sen!
ne de ben!...
Sadece çocukça hayaller kurup dünya yarattım yapabileceklerimizden mutlu ettim kendimi heveslendim azıcık ucundan...
'F' akşam akşam sıkmasaydı canımı, asmasaydım yüzümü yaslansaydım omzuna güllük gülistanlık olsaydık...
Aptal kitaba değil gözlerime bakıyor olsaydın,16A şoförü salakmışım muamelesi yapıp gülmeseydi bana,eksoz dumanı yutmasaydım işte bıdı bıdılar az konuşayım


Efendim şimdi de heveslenmek hakkında ki bazı görüşler




    -Heveslenmek ne demektir?

Bişeyin olması çok istemektir hatta olmuş gibi davranmaktır birazda

    -Heveslenmek ne demektir?

Ya bişeyi elde etmek istiosan en ufak bi ışık bile grsen bu sana şevk verr ve başarmak için elnden gelenin daha fazlasını yaparsn geçicidir sonracımmmaaa bi zamndan sonra cok istediğin heveslendiğin şeyi elde ettiğinde bırakma ihtimaln cok yksektr

  
    -Heveslenmek ne demektir?

Ya çok derin konu yaa benım çocukluktan beri olmasını istediğim neler vardır belki.. belki ulaşılagelmez bişiye ulaşmaya çalışmayada denebilir.. ama ne olursa olsun heveste olsa ortada bir emek var..mücadele var..


Neyse bide aramalarda çıkıyor heveslenmek deyince şu şiiri koyayım dedim ağlamasın diyerekten

Hevesim kursağımda kalsa da seninle heveslenmek bile güzeldi

Gözüm kapalı girmişim ben bu aşka..

Yaşanmışlıklarıkorkularıkorkulanları yok sayarak başlamışım seninle..

Yeniden..

Bu sefer öyle yürekten istemişim ki sevmeyi hatırlamayı;

Senin sevmeyi öğrenmemişliğini bile katmamışım hesaba..

Gülüşün yaşadığımın kanıtı ellerin vazgeçilmezim olmuş da
ir tek sana anlatamamışım

Ben bunları tekrar yaşayamam derken seni bulmuşum

Hayatla eş tutmuşum

Bir seni inandıramamışım..

Beni de sen gibi sanmışsın...

Gitmişsin..

Bitmişiz..

Sonra..

Bir ben bakakalmışım ardından..

Gözyaşları eşliğinde;

Hevesim kursağımda kalsa da seninle heveslenmek bile güzeldi

İyi ki geçmişsin hayatımdan...

  

Şimdi bu eklentiler falan gereksiz zaten şiir bize uymuyor ama olsun. Bide Sevgili Günün kutlu olsun.

                                                                                                                                                                 

8 Şubat 2010 Pazartesi

Eski

Bugün geçen senden kalan Seyir2 dersimi alacağım ilk gündü evde sıkı bir çalışma sonucu alttan kalan bu dersin gereçlerini etraftan toplarken kitabını da çok ballı olarak yatağımn altında buluverdim. Yolda giderken kitabın içini arıştırdım ve bir şiir buldum.Sefere gittiğim sırada (malta'da) sevgili bağlaçolanki'nin bana yazdığı güzel şiiri kitabıma not edip başka bir sayfasına da o şiire karşılk birşeyler karalamışım bugün beni derinden etkilenyen ve o günleri hatırlatan güzel şiirleri paylaşmak istedim umarım bağlaçolanki beni dövmez :)


Bağlaçolanki;

Malta'da
Deniz içre bir balık
Aklımda
Saçların dağınık
Özledim çok
Huzursuz gecelerim
Beklerim
Gemilerde hasretim
Haber ettim
Verdim salık
Çatık kaşlarım
Ankara yüzünden
                                              29/06/09

Kıvırcıkkuş;


Gün ağarıyor
Çöl yakınlarında
Işıklar bizim için yanıyor
Özgürlüğe hasret sokaklar da
Kalbim soluksuz atıyor
Özledim dediğin anda

Kuşlarım uçuyor
Ellerimde bembeyaz tüyler
Uykuya dalıyorum
Seninle,usulca
Sensiz,huzursuzca
...
                                          02/07/09

6 Şubat 2010 Cumartesi

İsimli isimsiZ

herşey bir rüyayla başladı
aynaydı yüzün, kapılardı zaman
rüyalar gerçek gerçekler yalan
deyemeyiz belki
Ama
daha az gerçek
diye bir şey duymuş muydun?
tepetaklak olmaya inanırım
bir elimin üstünde amuda

bu dünya bir hayal ölmek gerekiyor;
başka türlü doğmak gerekiyor
hergüne iyicene gülmek gerekiyor.

24 Ocak 2010 Pazar

Dil bigisi Yetmiyor


Her derde devaymış aşk
Can acısı bile vız gelir yerinde
Dil bilgisi yetmiyor içimin bilgisine
Görmediğim rüyalar için gözlerim hala açık
Aşk uyanmış kalbimin çakrasından

Seviyorum sende ki şu dağınık kurguyu
Beklemediğim zamanlarda ki
Papatya'nın odama verdiği
O eşsiz kokuyu
Aşkı uyandırıyor kalbimin çakrasından

9 Ocak 2010 Cumartesi

Çözsen Saçlarını


Uyansak bir gece senle beraberce

Serin denizlere, sonsuz göklere

Bizimleyken tüm başıbozukluğu gençliğimizin,

Ve ardımızdayken onlarca bela, yara ve bere

Sen çözsen saçlarını, uzansan öylece

Yemişler toplasam sana, yabani yemişler

Doyup huzura, doyup tazeliğe böylece

Ve ardımızdayken onlarca bela, yara ve bere

Sen çözsen saçlarını uzansan öylece

Ben atlara binsem, yabani atlara

Doyup özgürlüğe, doyup gamsızlığa hararetle

Ve ardımızdayken güzelim, onca yara onca bere

Sen çözsen saçlarını, uzansan öylece

Geceler boyu sürse telaş, durmasa keşmekeş

Tek hece ile bitmese aşk, ağsa göklere

Bayezid Külliyesi