21 Şubat 2008 Perşembe

Tanımsız Sonlu Eleman


Ne sahibim bu yerde ne kiracı, sadece bir ömürlük misafirim ben...

Bu sözleri duyalı nice gündöndü ama konunun fikriyatıma cereyan vermesi bir iki gün öncesine kısmetmiş efendim.Aidiyet hissinin insan denen yaratığın mevcudiyetinde azami derecede ihtimamla incelenmesi gereken bir olgu olduğunu ancak genelleştirilmiş integral konusundaki limit bahsi üzerinde kavradım. Eskiler matematiğe yaratanın dili derlermiş.Sonsuzluk fikrine kapılmak ihtiyacı limitleri zorlayan ademoğlunun sıfıra gitmesiyle şimdilik ertelense de hiçlik kavramını anlamak herşeyin başı olduğundan dipten kum çıkarmadan tavan yapamayacağımızı hatırlamaktan duyduğum hazzı paylaşmak ve hatta gerekirse sırtınızı sıvazlayarak, sirayetine yardım etmek istedim.Herşey zıttıyla varsa, güzeli görebilmek için çirkinlik de elzemdir diyenlere öyleyse limit sıfıra giderken çirkinlik benden olsun deyip sundum ikramımı. Siz hiç çirkinliğe davet edeni gördünüz mü ? Buyrun çirkinlik alasına ;

....................................................................



Aidiyeti yoktu

Tanımsız

Sona doğru

Yaklaşırken

Elemanımız

Namevcuttu

Gururlu ve mutlu

Ve fakat

Boştu kolu,

Yürürdü sokaklarda

Yalnız

Bilmediği aralarda

Kaybetti kendini

Kimden saklandığını bilmeden

Ve avazeyi

Saldı bu aleme Davud gibi

Tanımsız sonlu eleman

Çilesine El-aman

Aşk elinden

Kimisi destiyle içti doluyu

Ve kimisine Ken'an ilinde

Sunuldu kör kuyu,

Karanlıkta gör ki

Şarabı içmesi,

Hoştur

Arif için marifet

Hoşnutsuzluktaki hoşluktur.


Bayezid Külliyesi