29 Şubat 2008 Cuma

Yeter !!


Adem oğlu nisyan ile biz isyan ile...

Biz de ademoğlu olduğumuza göre voleyi iki kere vuruyoruz.Hem unutuyoruz hem isyan ediyoruz.Ne güzel.Gelin görün ki, teoriler pratikte nasıl yetersiz kalıyorsa biz de günlük hayatı okumakta o derece yön şaşırıyoruz, ayniyetteyiz pusulası çevresinde metal olan avcıyla.Bugün demadem pür huzur ve pür gam oldum.Tehditlerden sıkılsam da mutluluğu duydum uzun bir aradan sonra.Artık isyan ediyorum.Benim için sıkıntı yok.YETER.Romantizm rüzgarını koklasak da kulağımıza realizm fısıldanmış doğuştan.Hem ordanız hem burdan.Aidiyet bahsi kapansın artık diyorsanız haklısınız.Bu yüzden arabayı duvara vurup kaçtım aslında hayata yön vermekten ziyade amacım yön verenlere göz süzmek.Dedim ya ağlamak marifet olmamalı.Güzel gülen kadınlar ağlamasınlar fedaileri hazırdır nazırdır.Acı çekemeyen insanlara acıdım bir de bu akşam.Tadına varanlar için ne büyük keyiftir çünkü gurmelerin hası değirmende biber öğütenler misali acıyı sinesinde dövenlerdir.
Kırılan cevval bakışlar olsa ya da kalem kutular dü-cihanda farketmez yıkılan duvar hep benim üstümde kalıyor.Balyozlar iniyor kafama sonra bir bakıyorum millet gösteri izler gibi karşımda çekirdek çıtlatıyor.Seyreylemek güzeldir ya neyse... Görelim mevlam neyler ne eylerse güzel eyler.Muhayyilesine kurban olduğum, arkadaşım Umut'a resim için teşekkürler.Ben huzursuz kalanda artan huzur jokeri onlara gitsin.Yazıklar olsun bu hayatı bilingual yaşayıp ikileme düşenlere
Buyrun;
...................................................................

Hece dizmek bir yana, söz bilmezdim evvelden


Ayna tuttum baktım bir garip minvalden,


Kimi insan çoktur geçilmez derdinden


Az olanı bul ki sermest olsun ezelden


Vakitsiz gül açmaz ya


Açılmasın lacerem


Baktın


Olmadın


Olamadın bir Kerem


Arama, Aslıya bakınma


Sardırma yazık ol hatuna

25 Şubat 2008 Pazartesi

Der Beyan-ı Mahiyet-i vü Vaziyyet-i Laedri


Yorum yok. Yorumsuzsanız yorum sizsiniz.Beleşçi isim uyduranlar muadilinde yazıp kaçmak istedim amma velakin olmadı.Takatsiz verimsiz çalışmalar nihayetinde olgunlaşmadan ekşi halde sunulan sarartıcılı şiir bu.Şiir lafına ne hacet efendim.Söz verdik eyvallah rahatsız etmek yoktu, rahatsız edilmek istemeyen takip etmez halimizi çünkü vaziyet öyle boyuta vardı ki izlemenin ötesinde görmek insanı huzursuzluğa boğabilir.Bunlar, yazılanlar doğruysa vakidir.Söz verilmiş de ağızdan çıkan ya da kalemden dökülen yalan imiş dedirtecek derecede umarsızlık zuhur ettiyse geçmiş vakitlerin vay haline.Ve biline ki kalbin dizgesinde yer almak lazımdır msn listelerinden ziyade.Hattı zatında önemli değil bunu bilen için hatta katlanabilene aşkolsun demek lazımdır böylesi evladır.

eNsar burdaki N harfi neyi temsil ediyor?

Biliyorum sorumluluklarım var okuyanlara karşı, feryadım aştı tabanı felekleri yaktı da,
ne dersin canım böyle mi geçsin baharım sevdiğim devletli sultanım? Bekliyorum inkişaf eylesin cümle dönüşler, atom çekirdeğinde dahi nice döner elektron bulutları, bekleyenler o bulutlardan yağmurları hala vücuttadır,kapatmak insana yakışmaz çünkü rahmet kapılarını muhteviyatındaki ışıktan dolayı...
Anlayan beri gelsin
Yazan kedinin maliki eski deyimle laedri
Buyrun

........................................................................

Beş on tane değil ki
Saklamakla yetineyim

Münzeviyim
Okuyunca çıldırtır bir veledi
Yahut deliyi eder bir veli
Morla başlar hani
Ardından gelir penpesi

Heyecanla açıldı köşelerde nicesi
Durdurdu 4.boyuttaki
Laedriyi dahi

Varsa halim
Korkularımdan
Arta kalan hissiyatımdan
Talibim

Öyle demişti ya şair
Aştım kendimi kendim
Türkü yaktırmıştı pamuk dudaklı
Avcundaki küçük adamına

Mimlesene bendeni
Sundu bedenini
Müstemleke miydi?
Hangisiydi
Harcama nefesini
Envai vaziyette
Koy istediğin yere
Müstakil, yok yok değildi
O da

Kulenin ordan aşağıda
Sinema çıkışında arada bir sokakta

Koridora bakıp yoksa gelen
Sabi Sübyan saflığında ve
İlk öpücük ıslaklığında

Kaçamak takip istemem
Isırmak bile yasaktır o dudakları çünkü
Kalbin misali
Benim o leblerin maliki
Aidiyetti şairin bir önceki bahsi

21 Şubat 2008 Perşembe

Tanımsız Sonlu Eleman


Ne sahibim bu yerde ne kiracı, sadece bir ömürlük misafirim ben...

Bu sözleri duyalı nice gündöndü ama konunun fikriyatıma cereyan vermesi bir iki gün öncesine kısmetmiş efendim.Aidiyet hissinin insan denen yaratığın mevcudiyetinde azami derecede ihtimamla incelenmesi gereken bir olgu olduğunu ancak genelleştirilmiş integral konusundaki limit bahsi üzerinde kavradım. Eskiler matematiğe yaratanın dili derlermiş.Sonsuzluk fikrine kapılmak ihtiyacı limitleri zorlayan ademoğlunun sıfıra gitmesiyle şimdilik ertelense de hiçlik kavramını anlamak herşeyin başı olduğundan dipten kum çıkarmadan tavan yapamayacağımızı hatırlamaktan duyduğum hazzı paylaşmak ve hatta gerekirse sırtınızı sıvazlayarak, sirayetine yardım etmek istedim.Herşey zıttıyla varsa, güzeli görebilmek için çirkinlik de elzemdir diyenlere öyleyse limit sıfıra giderken çirkinlik benden olsun deyip sundum ikramımı. Siz hiç çirkinliğe davet edeni gördünüz mü ? Buyrun çirkinlik alasına ;

....................................................................



Aidiyeti yoktu

Tanımsız

Sona doğru

Yaklaşırken

Elemanımız

Namevcuttu

Gururlu ve mutlu

Ve fakat

Boştu kolu,

Yürürdü sokaklarda

Yalnız

Bilmediği aralarda

Kaybetti kendini

Kimden saklandığını bilmeden

Ve avazeyi

Saldı bu aleme Davud gibi

Tanımsız sonlu eleman

Çilesine El-aman

Aşk elinden

Kimisi destiyle içti doluyu

Ve kimisine Ken'an ilinde

Sunuldu kör kuyu,

Karanlıkta gör ki

Şarabı içmesi,

Hoştur

Arif için marifet

Hoşnutsuzluktaki hoşluktur.


17 Şubat 2008 Pazar

Zarif MAHUR ' a


Konu zarif olmakla ilgili . Malum zerafete düşkünler kışın dahi ak giyerler.Ak giymek marifet değilse de bu aralar zerafete haiz insanların mevcudiyetini keşfetmek ciddi anlamda iltifata tabi olan bir beceri oldu.Netekim 'Mahurun' zerafetinde tat vardır lezzet vardır.Güzellik nasıl izafi ise lezzet de öyledir.O zaman burda kelam edeceksek, diyebileceğimiz tek şey şu olurdu heral : Mahuru yakalayabilenlerden olmak bünyenizde vuku bulduğunda o tadı ancak ve ancak siz anlarsınız.Yanıp tutuşmaktayız edeb niyazıyla.Affola cürretkarlığımız.Yaşayabilme kuvvetiniz daim ola.


---------------------------------------------------------

Zaman bal zerkedercesine


Kanıma


Yoğun


Vakt-i Mahur


Akmakla akmamak arasında


Kapıda yağmur


Kafamda deli fişekler


Ustaca atılmış birkaç adım


Sonrasında döşekler


Tek bir dal, amma öğrenci işi


Ahirinde kahve


Ya da her ikisi birlikte


Aşk ile efendim aşk ile!


12 Şubat 2008 Salı

Pirinç Bir Bakliyat Ailesi Azası mıdır?



Destursuz işler kötü sonla bitermiş. Bitmesin.Sezen Aksu 'Sarı Odalar' da kalsa da ben sarı, pirinçten saati seçtim bu sefer.Seyr idelüm yürü ey dilber boyun görelim diyen nice destursuza nispet edercesine ve onları kaşağı romanından aşağı kalmayan bir şekilde kuşpalazı hastalığına naklederekden davet ettim kutsiyete haiz mevcudiyetleri.Sezen Aksu cağnım demiş ki :
Ben senin hayatından gittim oğlum, Hadi yerime koy birini koyabilirsen,Ben seni yudum yudum içtim oğlum,Hadi dur o sarı odalarda durabilirsen,Ben sen sen diye bittim oğlum,Hadi bakalım

UNUT UNUTABİLİRSEN

Amma velakin benim de söyleyeceklerim var
Buyrun efenim;

Nice pirinç saatlerde

Döndü durdu yelkovanla akrep


Bu işin hasılı
Hasret

Merhamet lütfet
Lütfet ki olmasın külfet


Zehredip de hayatı
Ne yel kaldı yelkovana


Ne de akrebin içinde vardı
Bir temaşalık gayret

6 Şubat 2008 Çarşamba

1 bölü 2


Hayatta ikiyi bire eşitleyip kolaya kaçanlardan olmayın efendim.Büyüklükleri aza indirgemeyin.Zorlayın kendinizi mümkünse.Ben biri ikiye böldüm.Ameboid bi hareket olarak ilkel gözükse de aslında çoğalmak için daha fedakarane bir tavır olduğu kanısındayım.Benim bildiğim bibuçuk anca iskender ya da bar olur.İçinde bulunduğum ekolu sevdim,tek hücreli olmasam dahi zerk etmek işim değil.İlham verene de, iştirak edip işi müşterek hale getirene de aşk olsun.Müellif olmaktansa Muhalif olmak evladır diyenler için, bu yandan ;


1 BÖLÜ 2
Küçük parçalar
ayırdım kendimden
Sınırlar çizdim
komutanlar gibi
Anlaşmaları boz,
parça parça ayır beni
Siyasetle yık
biçtiğin role karşılık

Bayezid Külliyesi